YEM SEKTÖRÜ TUYEM 13’TE BİR ARAYA GELDİ



YEM SEKTÖRÜ TUYEM 13’TE BİR ARAYA GELDİ

Birliğimizce her iki yılda bir düzenlenen Uluslararası Yem Kongresi ve Yem Sergisi TUYEM’in 13.sü 26-29 Nisan 2018 tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirilmiştir.

TUYEM’e, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının üst düzey yetkilileri, Avrupa Yem Sanayicileri Federasyonu (FEFAC) temsilcileri, yem sektörü mensupları, yem sektörüne hizmet sunan kurum ve kişiler, sivil toplum kuruluşlarının başkanları ile akademisyenler katılmıştır.

Yem sektörünün adeta buluşma noktası haline gelen TUYEM’e 52 adet firma sponsor olarak veya stant açarak destek vermiştir.

TUYEM’in açılış konuşmaları Başkanımız M. Ülkü Karakuş, FEFAC Başkanı Nick Major ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürü Dr. Durali Koçak tarafından gerçekleştirilmiştir.

Başkanımız M. Ülkü Karakuş konuşmasında:

Sektöre ilk girdiğinde Türkiye’de 2,5 milyon ton yem üretimi varken şu anda kendi yemini üretenlerle birlikte 25 milyon ton’a ulaşıldığını, Türkiye’nin yem üretimi bakımından 1-2 yıl içerisinde Avrupa Birliği ülkeleri içerisinde 1. sıraya yükselmesinin beklendiğini söyleyerek, bu guru yaşatan tüm sektör paydaşlarımıza emeklerinden dolayı teşekkürlerini sunmuştur.

Her yıl en az %5-10 arasındaki yem üretimin artışının, çiftçilere yemlerin iyi bir şekilde anlatılmasından ve Türkiye’nin coğrafi ve sosyolojik yapısı nedeniyle entansif hayvancılığın yoğun olmasından kaynaklandığını dile getirmiştir.

Dünya nüfusunun sürekli artmasının daha fazla gıda ve dolayısıyla daha fazla protein tüketimi anlamına geldiğini bu nedenle sektörümüzün büyümeye açık bir sektör olduğunu vurgulamıştır.

Türkiye yem sektörünün hedefinin kaliteli hayvansal gıdaların üretilmesini ve tüketilmesini teşvik etmek olduğunun altını çizen Karakuş, yem sektörünün çevre dostu bir sektör olduğunu söylemiştir.

Yem sektörünün misyonlarından bir tanesinin de Türkiye’nin henüz uzakta durduğu Biyoteknolojiyi hayata geçirerek, dünyanın gittiği yoldan ilerlemek ve araştırmacıların önünün açılması olduğunu ifade etmiştir. Bu nedenle Biyogüvenlik Kanunumuzun AB mevzuatı ile tam uyumlu hale getirilmesinin önemini vurgulamıştır.

Türkiye yem sektörünün tüm yem hammaddelerini dünya fiyatlarından alabilen ve dünya ile rekabet edebilen bir sektör olmasını ümit ettiğini, bu durumun birkaç yıldır hububatlarda sağlanabildiğini ancak yağlı tohum küspelerinde ise bunun henüz başarılamadığını söylemiştir.

Türkiye yem üretiminin her yıl artmasına paralel olarak yem hammadde ithalatının da arttığını ve 10 milyon tonun üzerine çıktığını, hammadde ithalatının yapılabileceğini ancak kırmızı et gibi ana mamul madde ithalatına sektörünüzün karşı olduğunun altını çizmiştir.

Başkanımız sözlerini TUYEM’e verdikleri desteklerden ötürü sponsorlarımıza ve katılımcılara teşekkür ederek tamamlamıştır.

FEFAC Başkanı Nick Major konuşmasında:

Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyada çok zorlu koşullar olmasına rağmen 2016 yılında Birliğimiz ev sahipliğinde büyük bir başarı ile gerçekleştirilen Dünya Yem ve Gıda Kongresi ve Avrupa Yem Sanayi kongresine katkılarından ötürü Birliğimize teşekkür etmiştir.

Avrupa yem sektörünün yeni bir sayfa açarak yeni hedefler belirlediğini, bunun sonucunda da FEFAC’ın Yem Sanayi 2030 Vizyonunu oluşturduğunu söylemiştir. Bu vizyonun 3 ana başlıkta toplandığını, bunların ise hayvan besleme, yem güvenliği yönetimi ve sürdürülebilirlik olduğunu dile getirmiştir.

Bu doğrultuda FEFAC’ın savunmacı anlayıştan uzaklaşarak, sürdürülebilir ve rekabetçi bir Avrupa yem ve hayvancılık sektörünü destekleme amacını güden bir yaklaşıma yöneldiğinin altını çizmiştir.

Toplumsal sorunların giderilmesinde yemlerin çözümün bir parçası olduğunu vurgulayan Major, bu doğrultuda faaliyetlerine yön vereceklerini söylemiştir.

Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm dünya tarafından çok önemli bir sorun olarak görülen Antimikrobiyal Direnç konusunda hem Avrupa hem de uluslararası seviyede herkesin üzerine düşen görevi yerine getirerek bu sorunla baş edilmesi gerektiğini vurgulamıştır.

Hayvan besleme uzmanlarının ve veteriner hekimlerin birlikte önemli bir sinerji yaratarak hayvancılıkla uğraşanlara, Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü’nce teşvik edilen “Tek Sağlık” çerçevesinden katkı sunabileceklerini söylemiştir.

İnsan tüketimine uygun olmayan gıda artıklarının da artık önemli yem hammaddeleri olarak tanımlandığını, bu ürünlerin sirküler ekonomiye ve yem üretiminde sürdürülebilirliğe önemli katkılar sunduğunu ifade etmiştir.

Avrupa’nın gelecekteki protein talebinin karşılanmasına yönelik olarak yem sektörünün hayvan besleme konusundaki vizyonunun belirleyici olacağını, bu nedenle kalite, sindirilebilirlik ve miktar anlamında ihtiyaçları ölçmenin gerçekçi hedefler koyabilmek adına önemli olduğunu vurgulamıştır.

FEFAC’ın tavsiyesi ile Avrupa Komisyonu’nun ilk defa tüm protein kaynaklarının katkısı üzerine AB protein denge tablosu yayınladığını bunun da AB’nin protein arzına etki edecek politikalarda belirleyici olacağını söylemiştir.

Major, Türkiye’de yem sektörünün çok dinamik ve başarılı bir gelişim gösterdiğini ifade ederek, FEFAC’ın Türkiye yem sektöründen fayda sağlayabileceği önemli katkılar olduğunu söyleyerek sözlerine son vermiştir.

 

Hayvancılık Genel Müdürü Dr. Durali Koçak ise yapmış oldukları açılış konuşmasında:

Tarım ve gıda sektörünün zengin, fakir, gelişmiş veya gelişmekte olan ülke ayrımı yapılmaksızın her ülke için önemli olan ve geleceğin üç stratejik alanından bir tanesi olduğunu söylemiştir.

Bunun örneğinin körfez olayında yaşandığını, gıda sorununun milli güvenlik sorunu olarak ele alındığını vurgulayarak buradaki katılımcıların çok önemli bir sektörde yer alarak ülkemiz, insanlarımız ve geleceğimiz için önemli işler yaptığını ifade etmiştir.

Yem sektörünün ve hayvancılığın birlikte geliştiğini ve gelişmeye devam ettiğini, her iki sektörün de birbirini desteklediğini söylemiştir.

Özellikle hayvancılıkta üretim maliyetini oluşturan en önemli unsurların başında yem maliyetlerinin geldiğini, büyükbaşta canlı materyal maliyetleri yükseldiği için besicilikte yemlerin maliyeti düşmüş gibi görüldüğünü açıklamıştır.

Ülkemizin tarım ve gıda sektöründe ithal ettiği ürünler olmasına rağmen net ihracatçı konumunda olduğunu ve ülkemizin üretim potansiyelinin mevcut durumdan daha fazla olduğunu dile getirmiştir.

Kırmızı et dışında hayvansal ürünlerle ilgili arz anlamında bir sorunumuzun bulunmadığını ve önümüzdeki günlerde kırmızı et açığımızın da çözüleceğini umduğunu ifade etmiştir.

Sorunların dünyanın her yerinde olduğunu ancak, önemli olanın bu sorunların üstesinden gelecek projeleri geliştirmek ve irade kullanmak olduğunu sözlerine eklemiştir.

Yem hammaddeleri üretimindeki yetersizliğin sorunların başında geldiğini ve ithalat ile ilgili sorunların da bilindiğini vurgulamıştır. Sektörden gelen şikayetler arasında yem hammaddelerinde fiyat istikrarının olmaması, Biyogüvenlik mevzuatı, rendering ürünlerle ilgili düzenlemelerin olduğunu, bunların da Bakanlıkça bilindiğini ve bu konularda da en doğru çözümün ülkemiz ve sektörümüz yararına bulunmasını ümit ettiğini söylemiştir.

TUYEM’de iki gün boyunca,

 

Türkiye Ekonomisi Günceli ve Geleceği,

Avrupa Yem Sektörü Vizyonu: “FEFAC 2030”,

Karadeniz Bölgesi Yem Ticaretindeki Beklentiler,

Dünya Et Sektörü ve Trendler,

Yem ve Hayvansal Ürün İhracatının Hammadde Ticaretine Etkileri,

Yem Üretiminde Isıl İşlem ve Hijyen,

Ruminant Beslenmesinde Öncelikler

TAGEM Hayvan Besleme ve Yem Ar-Ge Çalışmaları konularında sunumlar yerli ve yabancı konu uzmanlarınca gerçekleştirilmiştir.

 

TUYEM Panel oturumunda ise “Yem Et Süt Kardeşliği” çerçevesinde sunumlar ve tartışmalar gerçekleşmiştir.

 

TUYEM Gala Gecesinde TÜRKİYEMBİR üyeliğinde 30. Yılını dolduran Tarım Kredi Yem Sanayi A.Ş., Karyem Karapınar Yem, Optima Balıkesir Yem Fabrikası, Pak Tavuk, C.P. Bursa Yem Fabrikası, Ektaş Tarım Ürünleri temsilcilerine  ve sponsorlara teşekkür plaketi sunulmuştur.

 

Gala Gecesinde katılımcılar Ses Sanatçısı Ayşen Birgör’ün sunduğu müzik ziyafeti ile hoşça vakit geçirmişlerdir.