2. ULUSLARARASI HAYVAN BESLEME BİLİM KONGRESİ BAŞARIYLA DÜZENLENDİ



 2. ULUSLARARASI HAYVAN BESLEME BİLİM KONGRESİ BAŞARIYLA DÜZENLENDİ

Hayvan Besleme Bilim Derneği tarafından organize edilen 2. Uluslararası Hayvan Besleme Bilim Kongresi, 1-4 Kasım 2018 tarihlerinde Antalya’da yerli ve uluslararası üniversite, kamu, özel sektör ve sivil toplum temsilcilerinin iştiraki ile gerçekleştirilmiştir. Kongreye Birliğimizi temsilen Başkanımız M.Ülkü KARAKUŞ ve Genel Sekreterimiz Serkan ÖZBUDAK katılmıştır.

Kongrenin açılış konuşmaları Hayvan Besleme Bilim Derneği Başkanı Prof. Dr. Nizamettin ŞENKÖYLÜ, BESD-BİR Genel Sekreteri Prof.Dr. Ahmet ERGÜN, TÜRKİYEMBİR Yönetim Kurulu Başkanı M.Ülkü KARAKUŞ, Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılık Daire Başkanı Halil SÖZMEN tarafından yapılmıştır.

Hayvan Besleme Bilim Derneği Başkanı Prof. Dr. Nizamettin ŞENKÖYLÜ konuşmasında, Hayvan Besleme Bilim Derneği’nin 2001 yılında, Ziraat ve Veteriner Fakülteleri arasında işbirliğini geliştirmek amacıyla kurulduğunu ancak derneğin 1990’lı yıllara giden geçmişi olduğunu, başta sosyal nitelikte olan toplantıların bilimsel toplantılara dönüştüğünü söylemiştir. 7 ulusal kongre sonrasında 2016 yılında bu kongrelerin uluslararası düzeye getirildiğini bildirmiştir. Üç yüze yakın üyesi bulunan derneğin, üniversite-sanayi işbirliğini geliştirmek amacı ile Tarım ve Orman Bakanlığı ile beraber faaliyetlerde bulunduğunu dile getirmiştir.

Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği (BESD-BİR) Genel Sekreteri Prof.Dr. Ahmet ERGÜN  2017 yılında kanatlı eti sektörünün  2,2 milyon tonu piliç eti olmak üzere toplam 2,3 milyon ton kanatlı eti üretimi yaptığını açıklamıştır. Başta Irak olmak üzere 75 ülkeye 443 bin ton ihracat yapıldığını ve 2018’de sektörde %5-6 oranında bir büyüme beklendiğini; bunun yanısıra Japonya ile ihracatta önemli bir mesafe kat edildiğini ve bunun ülkemiz için iyi bir referans olacağını ve yeni ihracat pazarları bulmak için Hindistan gibi yoğun nüfuslu ülkelerle görüşmelerin devam ettiğini belirtmiştir.

Mevcut Biyogüvenlik mevzuatının ihtiyacı karşılayamadığını, Bakanlığın da biyogüvenlik konusunda AB’ye uyulması yönünde sektörle hemfikir olduğunu dile getirmiştir.

Türkiye Yem Sanayicileri Birliği (TÜRKİYEMBİR) M. Ülkü KARAKUŞ açılış konuşmasında, Türkiye’de tarımsal üretimin karsız olmasından dolayı çiftçinin üretimden uzaklaştığını fakat sektörler içinde tarımın çok daha önem kazanacağı günlerin geleceğini belirtmiştir.

Geçtiğimiz 20 yılda %350 oranında gelişme gösteren yem sektörümüzde 2017 yılı itibariyle karma yem üretiminin 25 milyon tona ulaştığını dile getirmiştir. Bitkisel üretimimizin, hızla büyüyen yem sektörüne yetişememesi nedeniyle yem hammaddesi ithalatının her yıl yarım milyon ton arttığını ve geçen yıl itibariyle 3,5 milyar dolar değerinde yem hammaddesi ithal edildiğini ve ithal edilen ürünlerin %70’inin transgenik ürünler olduğunu ifade etmiştir.

1980’li yıllardan itibaren ülkemizde serbest piyasa ekonomisinin devam ettiğini, aynı zamanda devlet kuruluşlarının da tarımsal ürünlerin ticaretinde yer aldığını, serbest piyasanın işleyebilmesi için devletin tarımsal ürünlerin ticaretinden çekilmesi gerektiğini vurgulamıştır.

Sn. Karakuş konuşmasının devamında; Bakanlık tarafından yapılan açıklamada belirtilen 2021 yılının kırmızı et ithalatının bitirilmesi için çok geç bir tarih olduğunu, bu süreçte kırmızı et ithalatının devam etmesinin şu an zaten zor durumda olan süt ve et üreticisini daha da zor duruma sokacağını belirtmiştir.  Cumhurbaşkanlığı Kararı ile oluşturulan Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu’nda 6 tıp doktoru ve 1 gıda mühendisinin yer aldığını, ziraat mühendisi ya da tarım alanında yer alan mesleklerden kimsenin olmamasını üzüntüyle karşıladıklarını belirtmiş ve zootekni bilim dalının ülkemiz açısından öneminin göz ardı edilemeyeceğini ifade etmiştir.

TMO’nun önceden sadece arpa, buğday alırken, son zamanlarda giderek ürün çeşidini arttırdığına değinen Karakuş, kamunun tarımsal ürünlerin ticaretinde piyasada yer almasının verimsizliğe neden olacağını; yem sektörünün müşterileri olan besicilerin zor durumda olduğunu söylemiştir. Yem sektörünün 2018 Ağustos ayından itibaren dünyanın en ucuz yemini üretip sattığını bildirmiştir.

Sektörün geleceği açısından, yem konusunda çalışacak mezunların kalitesinin arttırılmasının, biyoteknoloji ile ilgili yaşanan sorunların yalnızca kriz olduğunda değil, kriz yaşanmadan önce birlikte tek ses olarak çözüme kavuşturulabileceğini; tarımsal üretimin arttırılabilmesi için kırsalın özendirilmesi gerektiğini dile getiren Karakuş, karar vericilerin bu konularda çözüm üretmesinin önemini vurgulamıştır.

Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılık Daire Başkanı Dr. İbrahim Halil SÖZMEN, gıda üretiminde tedarik zincirinin güvenli olması ve gıdaya erişimin kolay hale getirilmesinin her ülke için önemli olduğunu, bu nedenle de ülkelerin kendi tarım potansiyellerini keşfederek dışa bağımlılığı azaltmaya çalıştıklarını ifade etmiştir.

Dünyada giderek artan nüfus ve değişen beslenme trendleri nedeniyle gıda tüketiminin artacağına değinen Sözmen, dünyada ve ülkemizdeki hayvansal üretim verilerinden bahsetmiş; yeni dönemde Tarım ve Orman Bakanlığının ülke ve sektör ihtiyaçları doğrultusunda çözüm odaklı çalışma stratejisi belirlediğini ve üniversitelerin de bu doğrultuda çalışmalar yapması gerektiğini bildirmiştir.

Ulusal Süt Konseyi tarafından Temmuz ayında açıklanan 1,70 TL/litre çiğ süt fiyatının çiğ süt maliyetinin altında kaldığını söylemiştir. Açıklanan fiyatların tavsiye niteliğinde olmasına rağmen piyasa alım fiyatlarının belirlenmesi anlamında önem arz ettiğini vurgulamıştır. Çiğ süt için belirlenen 1,70 TL/litre fiyatın düşük olmasına rağmen piyasada alımların bu fiyatın da altında gerçekleştiğini ve süt/yem paritesinin 1’e gerilediğini belirtmiştir.

Konseyin, çiğ süt üreticisinin mağdur olmayıp üretimine devam edebilmesi için yeni tavsiye fiyat kararı alması gerektiğini dile getirerek, üreticinin korunması için bu fiyatın en az 2 TL olarak belirlenmesi gerektiğini söylemiştir.